13 Mayıs 2016 Cuma

Bir Pire Hikayesi

Sonunda olan oldu ve Gezi’yi pireler sardı. Heryerde zıplayıp duruyorlar ve işin kötüsü bize de gelmeye başladılar. Okuduklarımız doğruymuş; Pireler önce hayvanın vücuduna yerleşiyor. Kanıyla beslenip nüfusunu arttırdıkça kendilerine yeni yaşam alanları buluyorlar. Minderler, halılar, ve akla gelebilecek her türlü tozlu, deri artıklarının birikebildiği yer. Sonra da Çika hanımın kanı yeterli olmadığında önce ailenin çocuğuna, sonra hanımına sonra da erkek yetişkine saldırıyorlar. Aynen böyle oldu ve bana saldırmaya başladılarında dedik ‘okuduklarımız doğruymuş ve durum ciddi.’

Çika pirelerini saçarken 

Çika’yı evlat edindiğimizden beri hep kuru mama, gereksiz aşı, pire tasması gibi zehirlerden uzak durmaya çalıştık. ‘çalıştık’ diyorum çünkü doğal yöntemleri takip edemediğimiz ve/veya başarılı olamadığımız zamanlar oldu. Yöntemlerden biri içme suyuna elma sirkesi koymak. Günlük olarak içme suyuna katılan doğal elma sirkesi hem deriyi güçlendiriyormuş hem de deriye sinen kokusuyla pireleri uzak tutuyormuş. Ancak gel gör ki doğal sirke bulmak çok zor. Kendim yapayım diye düşünüyordum ilaçsız yetiştirlen elma bulamadım. Piyasada satılan düzgün bir markanın elma sirkesi ise bir miktar işe yaradı. 

Bunca yıl zehilere karşı durmuş biri olarak ne yazık ki böcek ilacı emdirilmiş pire tasması da denedik. Tekneyi ve Çika’yı da ilaçladık ama bu satırları yazarken bir hafta geçmesine rağmen hala mink minik zıplıyorlar. Çok azaldılar ve hatta iddia ediyorum bitirme noktasına geldik. Bir yerde şöyle okuduk: ‘siz hayvanın üzerinden 20 tane pire yakalayıp öldürdüğünüzde onun yaşam alanında (koltuklar, uyuduğu yer gibi) yaşayan en az 680 tane pire vardır. Savaş alanınız ise hayvanın temas ettiği her noktadır.’ Yani bu pire temizliği ilaçlamanın dışında disiplin ve düzenli çalışmayı gerektiriyormuş. Aynı boya yapmak gibi. Altına iyi bir zımpara ve astar atmadığınız zaman boya kötü olur.

Süpürgeliklerin temizlenmesi

Süpürgeliklerin sökülmesi

Çika'nın kılları ve tozlar
Neler mi yaptık?

Kapo Verde’nin en kuvvetli zehirini aldık. Suyla seyrelttik ve tekneyi ilaçladık. İlaçlama öncesi ise; 

- İlaçlamadan önce tüm sintinedeki eşyalar boşaltıldı, tüm koltuk döşekler silkelendi ve iyice tozları alındı.

- İlacı yaptıktan sonra tekneyi tüm gün kapatıp karada zaman geçirdik. Çika’yı da ayrıca ilaçladık.

- Gün sonunda gelip tekrar tekne temizlendi ve tüm döşekler havalandırıldı. 

- Bize bulaşmaması için ilacın sıkıldığı her yer sirkeli ve sabunlu sularla temizlendi.

- Çamaşır, çarşaflarımız ve Çika’nın yatağı sıcak sularla yıkandı.

- Elektrik süpürgesinin yarattığı titreşim minik dostlarımızı çok rahatsız ediyormuş. Böyle giderse sağ kolum evrim geçirip elektrik süpürgesi olacak.

Ve biz sanıyorduk ki sabah kalkıcaz ve pireler gitmiş. 

Ne safmışız…

İlaçlama sonrası hergün en az üç kere yerler silinip tozu alınıyor, döşekler havalandırılıyor, gün içinde Çika nın üzerinden pireler ayıklanıyor ve bu süre içince tekne içine girmesine izin verilmiyor. Bugün bir hafta oldu ve hala sabah bir iki tane zıpladı. Sinirlendim ve oturdum klavyenin başına.




Neleri yanlış yaptık?

- Çikayı ilaçlama işini tekne üzerinde yapmıştık. Karada yapmamız gerekiyordu ki hayvanlar üzerinden zıplayıp kaçınca tekneden uzak olsunlar
- Sadece farş tahtalarını kaldırmak ve sintineyi boşaltma yetmedi. Tozun biriktiği diğer yerler; süpürgeliklerin içi, masa ayağı, koltuk köşeleri gibi her yerin sökülmesi ve temizlenmesi gerekiyormuş.
- Doğal yöntemlerin işe yaraması için tamamen doğal yöntemler seçmek gerekiyormuş. Disiplinli ve düzenli bir şekilde bu yöntemleri takip etmek. Bu köpeğin beslenmesinden başlayan farklı bir süreç.
- Doğal bir toprak cinsi olan diatomik toprağı çok duymuş ama bir türlü edinememiştik. Türkiye’den ayrılmadan önce yeteri kadar alsaydık, muhtemelen bu kadar çok zehir kullanmamız gerekmeyecekti.
- Pirelerin tekneyi bu kadar sarmasına izin vermeyip, daha doğru bilgilenip bu kadar yayılmasına izin vermemek gerekiyordu.
- Çika’yı ilaçlamadan 3 gün öncesinde ve sonrasında denize girmesine izin vermememiz gerekiyordu. Derinin doğal yağ dengesini koruması gerektiğinden.
- Tam emin değilim ama galiba ilacı gereğinden fazla seyrelttik.

Sonuç; Çika uzun süredir çok az kaşıntılı ve yarasız beresiz günler geçiriyor. Her karaya indiğimizde Kapo Verde’lilerden öğrendiğimiz bir yöntem olan sahil kumuyla ovuyoruz. Suya girmediği zamanlarda lavanta, tespih ağacı (neem) ve sitronela yağlarını (karada) sürüyoruz. Yaraları geçti, sürekli kaşınmıyor ve üzerindeki pire sayısı 2-3 ü geçmiyor. Ne zaman teknenin içi tamamen temizlenecek o zaman Çika’nın tekrar içeri girmesine izin vereceğiz. Aksi takdirde minnacık pireler yerleşecek ortam arıyorlar.



12/05/2016, Mindelo, Kapo Verde